Kendime yurt edinmiştim o evi, kulağım alışıktı o sese
Koynuma alır dışarı bırakmazdım, sarılır uyurdum sesine
Ah o sesin! su gibi akıp giden, bülbüle ödünç verdiğin sesin
Ey benim güzel seslim, sesini duyur bana, konuş benimle
Rüyamda başka bir ses, beni uyarıyordu, ayrılık var diye
Erkenden uyandım, alıştığım seste ayrılık yarası vardı
Ben;bu şiiri yazdığımda sen ölmüştün,kan-yaşı döktüm ardından
Sensizlik sarktı odama, sesin kaldı içimde…
Hiçbir ses bahara taşıyamadı beni, kışını geri al, üşüyorum
Düşündükçe içimde bir ürperti, kalan her şey yabancı bana
Sesin kokuyor her gece, ağzın gökyüzündeki dolunay
Saçlarımda hala parmak izlerin, nerede kaldı o sesin?
Susmak,kaderim oldu, yalnızlık bıraktın bana
Dilimi sende bıraktım, sesin yoksa üşüyorum, ört üstüme sesini
Kuşlar gibi erken uçtun gittin, kanatlarında geri dönülmez levhası
Sis gibi oturdu ayrılık acısı içime, kapanmaz artık bu yürek yarası
– ahmet sancak